Site Overlay
REKABET KURULUNDAN İZİN ALINMASI GEREKEN BİRLEŞMELER VE DEVRALMALAR TEBLİĞİ’NDE DEĞİŞİKLİK

Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’ de (Tebliğ) yapılan değişiklikler bugünkü Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Tebliğ’de yapılan değişiklikler ile birlikte başta birleşme ve devralma süreçlerindeki ciro eşikleri olmak üzere birçok konuda güncellemeye gidilmiştir. Mali kurumlarda cironun hesaplanması, usul ekonomisi ve dijitalleşme hedefleri gözetilerek bildirim formunun Kurum’a iletilmesinde getirilen alternatif usul ve etkilenen pazar tanımında yapılan değişiklik Tebliğ’de yapılan güncellemeler arasında yer alıyor.

Eş zamanlı olarak Kurum’un internet sitesinde yapılan duyuruda, Tebliğ’in uygulamasına yol göstermek ve teşebbüsler bakımından oluşabilecek soru işaretlerini gidermek amacıyla son yıllarda uygulamada fark edilen eksiklikler de hesaba katılarak Yatay Birleşme ve Devralmaların Değerlendirilmesi Hakkında Kılavuz (Yatay Kılavuz) ve Yatay Olmayan Birleşme ve Devralmaların Değerlendirilmesi Hakkında Kılavuz (Yatay Olmayan Kılavuz) ‘da güncellemeler yapıldığı belirtilmiştir.

2010/4 sayılı Tebliğ’in kabulünden bu yana güncellenmeyen eşiklere dair yapılan değişiklikler doğrultusunda artan ciro eşikleri ile birlikte Rekabet Kurumu’na (Kurum) yapılacak bildirim sayılarında düşüş yaşanacağı öngörülmektedir. Bu şekilde birleşme ve devralma işlemlerinde Kurum’un mevcut iş yükü azalacak ve Kurum piyasada rekabeti görece daha etkin biçimde etkileyebilecek işlemlere odaklanabilecektir.

Güncelleme sonrasında bildirime tabi işlemler için ciro eşikleri şu şekildedir:

  • Yoğunlaşma işlemi taraflarının Türkiye ciroları toplamı için aranan 100.000.000 TL’lik sınır 750.000.000 TL olarak, işlem taraflarının en az ikisi aranan 30.000.000 TL’lik sınır ise 250.000.000 TL olarak güncellenmiştir.
  • Devralma işlemlerinde devre konu varlık ya da faaliyetin, birleşme işlemlerinde ise işlem taraflarından en az birinin Türkiye cirosunun 250 milyon TL’yi ve diğer işlem taraflarından en az birinin dünya cirosunun 3 milyar TL’yi aşması halinde işlemin geçerlilik kazanabilmesi adına Kuruldan izin alınması zorunlu tutulmuştur.

Tebliğ ile getirilen bir diğer önemli gelişme ise “teknoloji teşebbüsü” tanımlaması yapılarak söz konusu teşebbüsler bakımından bildirim yükümlülüğüne istisna getirilmiş olmasıdır. Buna göre teknoloji teşebbüsleri; “dijital platformlar, yazılım ve oyun yazılımı, finansal teknolojiler, biyoteknoloji, farmakoloji, tarım kimyasalları ve sağlık teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren teşebbüsleri veya bunlara ilişkin varlıkları,” şeklinde tanımlanmıştır. Tebliğ’in 7. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen hükümler de Türkiye coğrafi pazarında faaliyet gösterecek olan veya ar-ge faaliyeti olan ya da Türkiye’deki kullanıcılara hizmet sunan teknoloji teşebbüslerinin devralınmasına ilişkin işlemlerde yukarıda belirtilen iki yüz elli milyon TL eşiğinin aranmayacağı düzenlenmiştir.

Teknoloji teşebbüsleri için getirilen bu istisnanın amacı, Kurum tarafından yapılan açıklamada da belirtildiği üzere esas itibariyle dünyada da çok tartışılan, bu tür pazarlara yönelik kontrolün sıkı tutulmak suretiyle yıkıcı/öldürücü devralmaların önüne geçilmesidir. Zira özellikle son dönemde dijital pazarlarda önemli pazar gücüne sahip teşebbüsler tarafından gerçekleştirilen işlemler ile yeni kurulan veya gelişmekte olan girişimlerin (start-up) devralınması şeklindeki işlemlerin,  bildirim yükümlülüğüne ve dolayısıyla rekabet otoritelerinin incelemesine tabi olamaması ihtimali, tüm dünyada birleşme ve devralmaların kontrolü bakımından dile getirilen endişelerin başında gelmektedir. Bu tür işlemleri kontrol edebilmek için rekabet otoriteleri tarafından farklı denetim mekanizmaları getirildiği malumdur. Nitekim Kurum tarafından yapılan açıklamada da mehaz AB hukuku uygulamasında son yıllarda kabul görmeye başlayan işlem değeri eşiği uygulamasının da değerlendirmeye alındığı belirtilmiş, ancak bunun yerine benimsenen teknoloji teşebbüsleri bakımından getirilen istisna “Türkiye’ye Özgü İlave Bildirim Uygulaması” olarak nitelendirilmiştir.  Yine yeni kurulan ve gelişmekte olan teşebbüsler bakımından öldürücü devralmaların önüne geçebilmek ve incelemeleri daha geniş bir perspektifte gerçekleştirebilmek adına Yatay Kılavuzu’nda yapılan güncellemelerle birlikte zarar teorileri teknolojik gelişmeler doğrultusunda güncellenmiştir.

Yine Yatay Kılavuz’a yapılan eklemeler ile birlikte hemen her sektörde etkilerini gözlemlediğimiz dijitalleşme ile rekabet hukuku arasındaki ilişki tüketici verisi bağlamında ele alınmıştır. Başta Alman Federal Rekabet Kurumu Bundeskartellamt’ın 06.02.2019 tarihli Facebook kararı ile gündeme gelen rekabet hukukunun kişisel verilerin korunması ile olan multidisipliner ilişkisinin birleşme işlemi sonrasında tüketici alışkanlıkları üzerindeki etkisine değinilmiştir.

Tebliğ değişikliği ile Kurum’a yapılan bildirim usulünde de değişikliğe gidilmiş ve Kurum tarafından yapılan açıklamada yakın gelecekte Bildirim Formu’nun tamamıyla elektronik olarak doldurularak iletilmesi noktasındaki temenniler belirtilerek Kurum’a iletilecek Bildirim Formu’nun elden veya e-posta vasıtalarına alternatif olarak e-devlet üzerinden de iletilebileceği düzenlenmiştir.

Birleşme ve devralmaların değerlendirilmesi bakımından ise etkilenen pazarda olması gereken etkin rekabetin altı çizilerek birleşme ve devralmanın en başta hâkim durum yaratmasına izin verilmeyeceği vurgulanmıştır.

Yürürlük tarihi bakımından ise bir geçiş süresi öngörülerek Tebliğ’in iki ay içerisinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

Tebliğ değişikliğine https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/03/20220304-4.htm, Kurum tarafından konuya ilişkin yapılan duyuruya https://www.rekabet.gov.tr/  üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bilgi ve değerlendirmelerinize sunarız.