Site Overlay
Rekabet Kurulu Audi AG, Dr. Ing. H.C. F. Porsche AG, Volkswagen AG, Mercedes-Benz AG ve Bayerische Motoren Werke AG Hakkında Soruşturma Başlattı

Rekabet Kurumu 01.07.2020 tarihinde internet sitesinde yayımlanan duyuru ile Rekabet Kurulu’nun (Kurul) 11.06.2020 tarihli toplantısında yapılan önaraştırma sonucunda;

  • Beşli Grup arasındaki güvenliğe ilişkin iş birliği kapsamında radar hız kontrol sisteminin çalışabileceği maksimum hız sınırının ve araçların tavanlarının en fazla hangi hızda açılıp kapanabileceğinin belirlenmesini;
  • Çevreyle ilgili iş birliği kapsamında benzin partikül filtrelerinin kullanımının önlenmesini ve piyasaya sürümünün geciktirilmesini,
  • SCR teknolojisi (sertifikasyon ve maliyet unsurları da dâhil SCR yazılımı ve dozlama stratejisi) bakımından rekabete hassas bilgilerin paylaşılmasını,
  • AdBlue deposunun boyutunun belirlenmesini

içeren iddialara ilişkin bulguları ciddi ve yeterli bularak; bahsi geçen iddialar bağlamında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin ve iddia konusu eylemlerin Türkiye’de etki doğurup doğurmadığının tespitine yönelik Audi AG, Dr. Ing. h.c. F. Porsche AG, Volkswagen AG, Mercedes-Benz AG ve Bayerische Motoren Werke AG hakkında soruşturma açılmasına karar verildiğini duyurdu.

Söz konusu duyuruya birçok haber sitesinde de yer verilmesi ile birlikte yeni açılan soruşturma oldukça dikkat çekti. Esasen Kurul tarafından açılan bu yeni soruşturmanın Avrupa Komisyonu (Komisyon) tarafından yaklaşık üç yıl önce başlatılan inceleme ile bağlantılı olduğunu söylemek mümkün.

AB rekabet hukukunu yakından takip edenlerin hatırlayacağı üzere Ekim 2017’de Komisyon’un otomobil üreticileri arasında binek araçların teknolojik gelişimi ile ilgili anlaşma iddiasına ilişkin olarak Almanya’daki BMW, Daimler, Volkswagen ve Audi’nin tesislerinde yerinde incelemeler yaptığına dair haberler basına yansımış ve şirketlerden de bu durumu doğrulayan açıklamalar yapılmıştı.

Yerinde incelemelerin ardından yaklaşık bir yıl sonra Komisyon Eylül 2018’de yaptığı bir duyuru ile BMW, Daimler ve VW grubuna soruşturma açılmasına karar verdiğini açıklamıştı. Nisan 2019’da ise BMW, Daimler ve VW’nin (Volkswagen, Audi, Porsche) benzin ve dizel emisyon teknolojilerinde rekabeti kısıtlamak konusunda anlaşarak 2006 ila 2014 yılları arasında rekabet kurallarını ihlal ettiklerine ilişkin soruşturma raporunun anılan şirketlere gönderildiği Komisyon’un internet sitesinde duyurulmuştu.

Komisyon’un internet sitesindeki açıklamaya bakıldığında; soruşturma raporunda ilgili teşebbüslerin Avrupa Ekonomik Alanı içerisinde satılan benzinli ve dizel yakıtlı otomobiller için emisyon teknolojileri alanındaki gelişmeleri ve söz konusu teknolojilerin piyasaya sürülmesini kısıtlayarak, AB rekabet kurallarını ihlal ettikleri yönünde iddiaların yer aldığı anlaşılmaktadır. Komisyon özellikle aşağıda yer alan teknolojiler hususunda endişelerini ifade etmiştir:

  • Seçici katalitik indirgeme sistemleri (SCR), egzoz gazı akımına üre enjeksiyonu (“AdBlue” olarak adlandırılmaktadır) yolu ile dizel arabaların nitrojen oksit emisyonlarını düşürmektedir. Daha yalın bir ifadeyle açıklamak gerekirse; AdBlue adlı sıvı dizel arabalarda hava kirliliğine yol açan gazı zararsız bileşenlerine ayırmak için kullanılmaktadır. Nitekim AdBlue sıvısının bulunduğu depo ne kadar büyük olursa o kadar iyi ayrıştırma yapılabilmekte ve dolayısıyla araç sürücüsünün bir dolum ile alabileceği mesafe artmaktadır. Ancak Komisyon; BMW, Daimler ve VW’nin 2006 ila 2014 yılları arasında AdBlue dozu stratejileri, AdBlue tank boyutları[1] ve dolum aralıkları hususlarında koordineli hareket ettikleri, AdBlue tüketimini ve egzoz gazı temizleme etkinliklerini sınırlandırdıklarını ileri sürdü.
  • “Otto” partikül filtreleri, doğrudan enjeksiyon yöntemi ile benzinli arabaların zararlı egzoz gazı emisyonlarını düşürmektedir. Söz konusu teşebbüslerin 2009 ila 2014 yılları arasında yeni üretilen araçlara söz konusu filtreleri eklemekten kaçındıkları ya da en azından eklemeyi erteleme konusunda koordineli hareket ettikleri iddia edilmiştir.

Böylece Komisyon’un görüşü söz konusu araba üreticilerinin davranışlarının özellikle yukarıda yer alan iki teknolojiye ilişkin teknik gelişmelerde rekabeti sınırlamayı amaçladığı yönünde oldu. Teşebbüslerin söz konusu teknolojilere ulaşımı mümkün iken tüketicileri daha çevreci arabalardan mahrum bıraktıklarının altı çizildi.

Soruşturma süreci halen devam ettiği için Komisyon rekabet ihlali bulunup bulunmadığı hususunda henüz karar vermedi. BMW, Daimler ve VW’nin davranışları eğer Komisyon tarafından ihlal olarak kabul edilirse teknik gelişmeleri sınırlandırmak ve kontrol etmek için kartel oluşturmak kapsamında değerlendirilebilecektir. Böyle bir durumda teşebbüsler yüksek miktarda para cezaları ile karşılaşabilecektir.

Komisyon’un soruşturma sürecinin nasıl başladığına dair basında farklı görüşler ortaya atılmış olduğunu da belirtelim. Bu iddialardan ilki söz konusu soruşturmanın Alman Rekabet Kurumu tarafından başlatılan bir incelemeye uzandığı yönünde. Bu çerçevede 2016 yılında Alman Rekabet Kurumu’nun Volkswagen, Daimler ve BMW’nin çelik alım fiyatlarına ilişkin kartel yaptıkları şüphesiyle yaptığı bir incelemede[2], anılan şirketlerin pek çok konuyu içeren ve daha geniş çaplı bir koordinasyon içerisinde olduklarına dair bulgular tespit edildiği yönünde haberler çıkmıştı. Ardından Alman Rekabet Kurumu’nun bu incelemede elde edilen belgeleri Komisyon ile paylaştığı belirtilmişti. Söz konusu inceleme neticesinde ortaya çıkan bulguların, anılan teşebbüslerin birçok konuyu içeren çok daha geniş çaplı bir anlaşma içerisinde olduklarına işaret ettiği değerlendirmeleri yer bulmuştu.

Nitekim bu geniş çaplı anlaşma nedeniyle söz konusu dönemde başta Alman basını olmak üzere muhtelif sitelere yansıyan haber ve yorumlarda Daimler’in ve Volkswagen’in Komisyon’a pişmanlık başvurusu yaptığı yönünde iddialar da yer almıştı[3]. Esasen Volkswagen’in geçtiğimiz yıllarda emisyon değerleri konusunda manipülasyon yaptığı da göz önüne alındığında bu durumun basında daha fazla ilgiye yol açtığını da belirtelim. Bilindiği üzere 2015 yılında Volkswagen’in ürettiği dizel araçlarda emisyon testlerini manipüle eden ve çevreye ve sağlığa zararlı egzoz gazı değerlerini düşük gösteren bir yazılım yüklediği ortaya çıkmıştı. Şirketin açıklamalarına göre dünya çapında dizel motorları manipüle edilmiş 11 milyon araç satılmıştı.

Öte yandan çoğu haber ve yorumda Daimler’in pişmanlık başvurusunda bulunduğu belirtilmişti. Bu durumu destekler şekilde Daimler’in pişmanlık başvurusu yaptığına dair açıklamalar kendi sitesinde yer almakla birlikte[4], Volkswagen’in pişmanlık başvurusu yaptığına dair resmi bir açıklama bulunmamaktadır. Ayrıca bugüne kadar pişmanlık başvurularına yönelik olarak Komisyon tarafından resmi bir açıklama yapılmadığı da belirtilmelidir.

Komisyon’un söz konusu otomobil devlerine soruşturma açmasının ardından Aralık 2019’da Çin Rekabet Otoritesi’nin yine bir pişmanlık başvurusu sonrasında üç teşebbüs hakkında emisyon teknolojilerinin kullanımına yönelik anlaşma yaptıkları iddiası ile soruşturma başlattığı da not edilmelidir. Yapılan pişmanlık başvurusunun global nitelikte olduğu, bu nedenle başka ülkelerde de benzer soruşturmaların gündeme gelebileceğine dair açıklamalar da ilgili haberde yer almıştır[5].

Yukarıdaki bilgiler çerçevesinde Kurul’un bu soruşturmasının da böyle bir pişmanlık başvurusu sonucunda açılmış olması muhtemeldir. Hatırlanacağı üzere daha önce de televizyonlar için renkli resim tüpleri[6], buzdolabı kompresörü[7] gibi global nitelikteki karteller için Türkiye’de de pişmanlık başvuruları yapılmış, ancak yapılan önaraştırmalarda ilgili kartellere yönelik belge elde edilemediği ve dolayısıyla Türkiye pazarına etkisi tespit edilemediği için soruşturma açılmamıştı. Yine bir pişmanlık başvurusu üzerine tamamı yurtdışında yerleşik Batı Avrupa’dan Güneydoğu Avrupa’ya olan güzergâhlarda faaliyet gösteren demir yolu kargo hizmeti ve blok tren nakliye aracılığı hizmeti sağlayıcısı şirketler hakkında yürütülen soruşturma sonucunda 16.12.2015 tarih ve 15-44/740-267 sayılı Blok tren kararıyla teşebbüsler arasındaki anlaşmanın Türkiye pazarında etki doğurmadığı gerekçesiyle 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlal edilmediği sonucuna ulaşılmıştır. Yürütülecek bu soruşturmanın sonucunu da bekleyip göreceğiz.

Saygılarımızla,

[1] Komisyon’un açıklamasında yer almamakla birlikte basında yer alan iddialara göre şirketler Avrupa pazarına sunulacak araçlar için önce 17 ila 23 litrelik, ardından 2008 yılında 8 litrelik AdBlue deposu kullanılmasında anlaşmıştır. Aynı iddialarda 8 litrelik AdBlue deposuna sahip bir aracın regülasyona uygun bir biçimde egzoz gazını temizleyerek 6 bin kilometre bile gidemeyeceği belirtilmiştir.

[2] Alman Rekabet Kurumu’nun anılan incelemesinin ardından açılan soruşturma BMW, Daimler ve Volkswagen’e uzun çelik alımında kartel oluşturdukları gerekçesiyle verilen 100 milyon avro para cezası ile sonuçlanmıştı. Kasım 2019 tarihinde resmi internet sitesinde yer alan basın duyurusunda 2004 ila 2013 yılları arasında söz konusu teşebbüslerin temsilcilerinin, yılda iki kez çelik üreticileri, çelik dövme işlemini yapan şirketler ve tedarikçiler ile bir araya geldiklerinin tespit edildiği; bu görüşmelerde uzun demir çelik fiyatları hakkında görüşülüp, fiyat sabitlediklerinin ortaya konulduğu belirtilmişti. Verilen kararda otomotiv üreticilerinin bir alım karteli oluşturmak suretiyle uzun demir çelik fiyatlarının üç üretici için de sabitlendiği ve herhangi bir modele göre fiyat değişikliği yapılmasının önüne geçildiği ortaya çıkarılmıştı.

[3] https://www.spiegel.de/international/germany/the-cartel-collusion-between-germany-s-biggest-carmakers-a-1159471-amp.html,

https://www.reuters.com/article/us-eu-antitrust-bmw/bmw-raided-in-cartel-investigation-as-daimler-claims-immunity-idUSKBN1CP1QU

[4] https://www.daimler.com/documents/investors/annual-meeting/daimler-ir-am-countermotionspositionofmanagement-2019.pdf

[5] https://mlexmarketinsight.com/insights-center/editors-picks/area-of-expertise/antitrust/daimler-vw-bmw-probe-in-china-driven-by-leniency-application

[6] Rekabet Kurulu’nun 18.11.2009 tarih ve 09-56/1339-342 sayılı kararı

[7] Rekabet Kurulu’nun 01.07.2009 tarih ve 09-31/668-156 sayılı kararı