Site Overlay
Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliğine Dair Bilgi Notu

Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19’un pandemi ilan edilmesiyle birlikte tıpkı diğer ülkeler gibi Türkiye de bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Gerek maske, eldiven gibi kişisel hijyen ürünleri gerekse gıda ürünleri pazarında fiyatların hızlı artışı ile ürünlerin depolarda saklanması yönündeki şikâyet ve iddialar üzerine bu konulara yönelik bazı önlemlerin alınması gündeme gelmişti. Bu kapsamda öncelikle 17.04.2020 tarih ve 31102 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (7244 sayılı Kanun) 14. maddesi ile 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a (6585 sayılı Kanun) bir Ek Madde eklenmişti. Bu Ek Madde ile üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik düzenlemeler yapmak, gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak amacıyla Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu (Kurul) oluşturulacağı düzenlenmiştir. Kurul’un oluşumu, görevleri, çalışma usul ve esasları, sekretarya hizmetleri ve Kurul’a ilişkin diğer hususların ise yönetmelik ile belirleneceği belirtilmiştir.

Ticaret Bakanlığı (Bakanlık) tarafından hazırlanan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği (Yönetmelik) 28.05.2020 tarih ve 31138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik ile olağanüstü hâl, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda faaliyet gösterecek Kurul’un görev ve yetkileri ile üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarının denetlenmesine ve idari para cezalarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. Aşağıda kısa açıklamalarla Yönetmelik hakkında bilgilere yer verilecek, ardından genel bir değerlendirme yapılacaktır.

1.      KURUL’UN YAPISI, GÖREV VE YETKİLERİ

13 üyeden oluşan Kurul’a, İç Ticaret Genel Müdürü’nün Kurul’a başkanlık edeceği belirtilmiştir. Buna ek olarak başkana, alışagelmiş görevleri dışında gerekli hallerde fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile Kurul adına re’sen denetim başlatabilme yetkisi tanınmıştır. Burada bahsi geçen “gerekli hallerde” ifadesinin hangi halleri kapsadığı veya hangi koşulları kapsadığı detaylıca açıklanmamıştır. Bu sebeple uygulamanın sınırlarının hangi ölçüde çizileceğinin tespiti önem taşımaktadır.

Kurul, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına karşı piyasa dengesini ve tüketicileri korumaya yönelik gerekli tedbirleri almak ve tedbirlerin uygulanmasını sağlamakla görevlendirilmiştir. Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik denetim ve incelemeler yapma/yaptırmaya yetkili kılınmıştır. Bu yetkiye binaen üretici, tedarikçi ve perakende işletmenin savunmasını almaya da yetkili olduğu belirtilmiştir. Kurul, savunmanın alınmasından sonra fahiş artışı ve stokçuluk yaptığını tespit ettiği üretici, tedarikçi ve perakende işletmelere idari para cezası vermeye yetkisini haizdir. Ayrıca Kurul fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile ilgili ilke ve kuralları belirlemeye ve Ticaret Bakanı tarafından fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile ilgili verilen diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü kılınmıştır.

2.      ŞİKÂYET BAŞVURUSU VE İNCELEME USULÜ

Kurul Başkanı, Kurul adına re’sen denetleme başlatabileceği gibi şikâyet başvurusu üzerine de denetleme yapılabilecektir. Şikâyet başvurusu dilekçe ile şikâyet sistemi üzerinden veya diğer elektronik başvuru yöntemleri kullanılarak Bakanlık’a ya da ilgili il müdürlüğüne yapılacaktır. Şikâyet başvurusunda; başvurucunun gerçek kişi olması halinde kimlik bilgileri ve iletişim bilgileri ile tüzel kişi ise unvan ve iletişim bilgileri yer almalıdır. Şikâyete konu üretici, tedarikçi veya perakende işletmeye ait tanıtıcı bilgilerle, mal veya hizmete ilişkin bilgiler ve varsa belge, fotoğraf, video görüntülerine yer verilecektir.

Eğer başvurudan veya başvuruya ilişkin Kurul kararı alınmadan önce yargı yoluna gidildiğinin tespiti halinde başvuru işlemden kaldırılacak ve bu durum gerekçesiyle birlikte başvuru sahibine bildirilecektir. Kurul kararı alındıktan sonra hangi şartların varlığı halinde mahkemeye başvurulacağı hususuna açıklık getirilmemiştir.

Yönetmelik’e geçici madde eklenerek 7244 sayılı Kanun’un 14. maddesinin yürürlüğe girdiği 17.04.2020 tarihinden önce fahiş fiyat artışı uygulamaları hakkında Bakanlığa yapılan başvurular, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ikincil mevzuatı kapsamında Reklam Kurulu tarafından sonuçlandırılacağı belirtilmiştir. Buna istinaden 17.04.2020 tarihinden sonra yapılan başvuruların Kurul tarafından sonuçlandırılacağını belirtilmelidir.

3.      SAVUNMA

Şikâyet başvurusunun kabul edilmesi üzerine, Bakanlık, il müdürlüğü veya yetkili idare tarafından üretici, tedarikçi ve perakende işletmeye denetimin yapıldığı günden başlamak üzere on günden az olmamak kaydıyla savunma süresi verilir. Bu süre bir defaya mahsus on güne kadar uzatılabilecektir. Süresi içinde savunma yapılmaması durumu hariç olmak üzere, üretici, tedarikçi ve perakende işletmenin savunması alınmadan Kurul tarafından idari para cezası verilemeyecektir.

4.      DENETİM VE CEZA HÜKÜMLERİ

Bakanlık, Yönetmelik’in uygulanması halinde oluşan tereddütleri giderme, ortaya çıkan sorunlar ve şikâyetlerle ilgili olarak üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerde denetim yapma, ilgili kişi, kurum ve kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi talep etme hususlarında yetkilendirilmiştir. Ayrıca Bakanlık bu yetkisini il müdürlükleri aracılığıyla da kullanılabilecektir. Kurul’un ilgili işletmelerde denetim yapma yetkisi ile ilgili kurum ve kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi talep etme yetkisinin bulunması ile Rekabet Kurulu’nun yetkilerine benzemektedir.

Kurul; fahiş artış yaptığını tespit ettiği üretici, tedarikçi ve perakende işletmelere 10.000 TL’den 100.000 TL’ye; stokçuluk faaliyetlerinde bulunanlara karşı ise 50.000 TL’den 500.000 TL’ye kadar idari para cezası verebilecektir. İdari para cezası belirlenirken işlenen fiilin ağırlığı, işletmenin türü, büyüklüğü ve bulunduğu sektör, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk faaliyetinden sağlanan menfaat ile daha önce aynı konuda idari para cezası uygulanıp uygulanmadığı gibi kriterler göz önünde bulundurulacaktır. Bu nedenle küçük ölçekli işletmeler ile büyük ölçekli işletmeler arasında

Yönetmelik’in uygulanması bakımından herhangi bir ayrım bulunmazken yalnızca idari para cezası belirlenirken işletmenin büyüklüğünün göz önünde bulundurulacağını söylemek mümkündür. Kurul kararlarının Bakanlıkça uygulanacağını düzenlenmiştir. Öte yandan Kurul kararlarının kamuoyunun bilgilendirilmesi ve aydınlatılması ile mal ve hizmet piyasasındaki tarafların ekonomik çıkarlarının korunması amacıyla Bakanlıkça açıklanabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla Kurul kararlarının açıklanmasında bir takdir hakkının söz konusu olduğu söylenebilecektir.

5.      YÖNETMELİĞİN GENEL DEĞERLENDİRMESİ

Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’na ilişkin olarak yayımlanmış olan Yönetmelik’in bazı soru işaretlerini beraberinde getirdiği görülmektedir. Öncelikle her ne kadar Yönetmelik pandemi döneminde yayımlanmış olsa da kapsam itibariyle epey geniş durumlara uygulanabilecektir. Olağanüstü hâl, afet, ekonomik dalgalanma gibi kavramların sınırlarının belirlenmesinin oldukça zor olduğu malumdur. Örneğin ekonomik dalgalanmadan konjonktür olarak da anılan ekonomi bilimi anlamında bir durum mu kastedilmektedir yoksa muhtelif nedenlerden kaynaklanan piyasalardaki daralma ve genişleme mi anlaşılmalıdır. Yine afet kapsamı içine sel, yangın, deprem girecek midir? Ayrıca Yönetmelik’te olağanüstü hâl, afet gibi hallerin tüm ülkeyi etkileyip etkilemediğine dair de bir ölçüt getirilmemiştir. Dolayısıyla sınırlı bir bölgede etkili olan bir afet nedeniyle, o bölgedeki fiyat artışlarının da Yönetmelik kapsamında fahiş fiyat artışı olarak değerlendirilmesi mümkün olacaktır. Daha çoğaltılabilecek olan bu sorular, Yönetmelik’i geniş bir uygulama alanı olabileceğini ortaya koymaktadır.

İkinci olarak Yönetmelik’te fahiş fiyat artışı ve stokçuluk kavramları tanımlanmış olmakla birlikte, bu tanımların muğlak olduğu belirtilmelidir. Yönetmelik’te fahiş fiyat artışı, “olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artış” şeklinde;  stokçuluk ise “Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada darlık yaratan, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan faaliyetleri ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetleri” şeklinde tanımlanmıştır. Fahiş fiyat tanımındaki “aşırı ve adil olmayan artış” için bir ölçüt getirilmemiş olması nedeniyle Kurul’a geniş bir takdir hakkı tanındığı söylenebilecektir. Stokçuluk tanımında ise özellikle tüketicinin mallara ulaşmasını engellemek bölümü oldukça muğlak olup, her türlü satıştan kaçınma hali bu kapsama girebilecektir.

Yönetmelikle ilgili önemli bir hukuki sorunun ise idari para cezasına ilişkin hükümler olduğu belirtilmelidir. 6585 sayılı Kanun’da sadece “idari para cezası uygulamak” ifadesine yer verilmiş olup, başka herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Yönetmelik’te ise fahiş fiyat artışı için 10.000 TL’den 100.000 TL’ye; stokçuluk faaliyetlerinde bulunanlara karşı ise 50.000 TL’den 500.000 TL’ye kadar idari para cezası öngörülmüştür. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunilik ilkesi” başlıklı 4. maddesinin ikinci fıkrasında “Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir.”  hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; Yönetmelik ile düzenlenmiş olan idari para cezaları kanunilik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Dolayısıyla Yönetmelik’e karşı iptal davası açılabileceği gibi, Yönetmelik uygulanmak suretiyle verilen bir idari para cezasına karşı açılan iptal davasında kanunilik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Yönetmelik’in iptali talep edilebilecektir. Bu nedenle Yönetmelik uyarınca verilecek muhtemel cezaların hukuka aykırı olacağını söylemek mümkündür.

Diğer taraftan 6585 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında Yönetmelik’in yürürlüğe girmesinin iş dünyası için yeni bir denetim anlamına geldiği belirtilmelidir. Fahiş fiyat ve stokçuluk ile ilgili inceleme ve denetimler esas olarak şikâyet üzerine İl Ticaret Müdürlükleri tarafından yapılacaktır. Yukarıda belirtildiği üzere fahiş fiyata yönelik herhangi bir ölçüt getirilmemiş olması nedeniyle uygulanan fiyatların yüksek olduğunu düşünen tüm alıcılar, şikâyette bulunabilecek ve bu durum teşebbüsler için ciddi bir sorun oluşturabilecektir. Muhtemel duruma dair somut örnek olarak bundan önceki dönemde haksız fiyatlara yönelik olarak Reklam Kurulu tarafından uygulanan yaptırımlar verilebilir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından Mart ayının sonunda yapılan bir açıklamada; Reklam Kurulu’nun 03.03.2020 tarihli toplantısında çeşitli internet siteleri üzerinden satışa sunulan maske fiyatlarında, haksız fiyat artışı yaptığı tespit edilen 9 firmaya toplam 943.029 TL idari para cezası uygulandığı; 25 Mart 2020 tarihinde yapılan ikinci bir toplantıda ise 189 firmanın uygulamalarının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a aykırı olduğu tespit edilerek bu firmalar hakkında toplam 9.147.031 TL idari yaptırım uygulanması kararı alındığı bilgisi paylaşılmıştı.

Bu kapsamda internet üzerinden satış yapan 76 ticari işletmeye, her bir firma hakkında 104.781 TL olmak üzere, toplam 7.963.356 TL; fahiş fiyat uyguladığı tespit edilen 113 diğer işletme hakkında ise, her bir firma hakkında 10.475 TL olmak üzere, toplam 1.183.675 TL idari yaptırım uygulandığı detayı da verilmişti. Dikkat çekici bir bilgi ise 6.335 firma hakkında inceleme ve yasal süreçler devam etmekte olduğunun belirtilmiş olması idi. Sayının bu kadar yüksek olması özellikle tüketicileri ilgilendiren ürünler bakımından çok sayıda şikâyet geldiğini göstermektedir. Şikayetlerin yanı sıra Haksız Fiyat Kurulu Başkanının resen inceleme başlatma yetkisi olduğu da göz önüne alındığında başta tüketicilerin en çok satın aldığı ürünler olmak üzere önümüzdeki dönemde fiyat kontrollerinin olabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu arada son birkaç yıldır bu tür incelemelerin pek alışık olunmadık şekilde Rekabet Kurulu tarafından da yapıldığını hatırlatmak isteriz. Örneğin Rekabet Kurulu; basın ve yayın organlarında yer alan, patates ve soğan fiyatlarının son yıllara göre çok yüksek olduğu ve hal/toptan fiyatları ile süpermarket/perakende fiyatları arasında çok fazla fark olduğu haberleri üzerine 2018 yılında inceleme yapmış ve 08.08.2018 tarih ve 18-27/440-210 sayılı kararla soruşturma açılmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşmıştı. 2019 yılında ise aynı inceleme bu kez sadece soğan pazarına yönelik olarak yapılmış ve 12.12.2019 tarih ve 19-44/731-311 sayılı kararla yine soruşturma açılmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşmıştı. Rekabet Kurulu; 2019 başından bu yana ise

–   perakende gıda ticareti ile iştigal eden zincir marketlerin su ile yaş meyve ve sebzelerin perakende satış fiyatlarını belirlerken rekabet karşıtı davranışlar içerisinde bulunup bulunmadıklarının tespiti amacıyla 23 zincir market hakkında (07.02.2019 tarihli karar),

–   yaş meyve ve sebzelerin toptan satışı ile iştigal eden teşebbüslerin rekabet karşıtı eylem ve davranışlar içerisinde bulunup bulunmadıklarının tespiti amacıyla Ataşehir, Bayrampaşa, Ankara ve Antalya halinde faaliyet gösteren 24 teşebbüs hakkında (21.02.2019 tarihli karar),

–   gıda ve temizlik/hijyen ürünlerinin üretim ve ticareti ile iştigal eden teşebbüslerden bazılarının özellikle fahiş fiyat artışı davranışlarının rekabet hukukunu ihlal eder nitelikte olabileceği gerekçesiyle 29 teşebbüs hakkında

–    ve son olarak koronavirüs (Covid-19) salgını sürecinde tıbbi, koruyucu ve kumaş maskelerin üretimi ve satışı alanında faaliyet gösteren 10 teşebbüs hakkında ortalama yüzde 600-700 fiyat artışları nedeniyle,

soruşturma başlatmıştı.

Sonuç itibariyle Covid-19 sürecinde 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle iş hayatına katılan yeni bir yapı olan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun çalışma şekli ve işleyişini düzenleyen Yönetmelik ile Haksız Fiyat Kurulu’nun nasıl inceleme yapacağı, hangi konuları değerlendireceği ve hangi yaptırımları uygulayacağı konusu bir ölçüde açıklığa kavuşmuş oldu. Şimdi Yönetmeliğin uygulamaya nasıl yansıyacağını bekleyeceğiz…